
2007 yılında İtalya’nın kuzeyindeki Mantova kasabasının Valdora diye adlandırılan bir bölgesinde neolitik çağa ait bir yerleşmenin nekropolünü kazan arkeologlar, o gün bu gündür arkeoloji dünyasının magazin yönünü meşgul eden bir şey buldular. Birbirine sarılmış şekilde bulunan bu iki çok iyi durumdaki iskelet 157 cm boylarında ve 20 li yaşlarından ufak bir kadın ve erkeğe ait.
Hemen destansı aşk hikayeleri ve -Ay canıımmmm, -ne kadar güzeller, -kıyamam, çok tatlılar gibi yorumlar peş peşe gelmeye başladı. Hatta kendisinin bile gerçekten yaşayıp yaşamadığı bir muamma olan Shakespeare’in, Romeo ve Juliet’indeki hikayenin Valdaro bölgesinde geçtiğini, Shakspeare eserlerini yaşanmış olaylardan derlediğinden Romeo ve Juliet’in artık “Valdaro Aşıkları” adıyla anılan bu çift olabileceği öne sürüldü.
Bilgisayar programları çalışıp iskeletleri gerçeğe uygun halde ete kemiğe bürüdü ve karşımıza birbirine sevgiyle sarılıp yatan kanlı canlı bir çift çıktı.
Peki acaba ortada bir aşk var mıydı?

Erkeğin boynundaki çakmaktaşı bir ok ucundan dolayı, erkeğin okla vurulup öldüğü kadının ise neolitik adetler gereği ölen kocasının ruhuna eşlik etsin diye onunla beraber sarılıp canlı canlı gömüldüğü düşünülüyor.
Ama modern ve uygar bireylerin ikiyüzlü dünyası bu bilimsel görüşten hoşlanmıyor. Kendini hiç olmazsa eskiden gerçek aşkın olduğuna inandırmak istiyor. Kocası ölen kadının “-beni de onla gömün kocamsız yaşayamam” demesini istiyor.
Neymiş efendim kemiklerde kırılma yokmuş. O yüzden öldürülmemişler de olabilirlermiş. Okla kalbinden, karaciğerinden, midesinden vurulan birinin illaki kemiğinin kırılması mı gerekir? Kaburga arasından girmiş olamaz mı ok?
Soğuktan donarak ölmüş olabileceklerini vücut ısılarını artırmak için birbirlerine sarılmış olabileceklerini söyleyenler var. Peki, o zaman o gece soğuktan donarak ölen diğer kişiler nerede? Çünkü bu neolitik dönem yerleşmesinde hem az hane var(herkes birbirinden haberdar) hem de evler birbirine bitişik denecek kadar yakın, bazılarının duvarları bile ortak. Bunların evleri mi ya da kendilerini koruyan kıyafetleri mi yoktu da soğuktan donarak bir tek bunlar öldü. Cesetleri mezarlığa taşınıp gömüldüğüne göre demek konu komşuları vardı. Yani bu komşu ve akrabalar bu çifti ayırmadan gömecek kadar duygusal insanlar ama evleri yoksa kendi evlerine almayarak soğuktan donmasını izleyecek kadar da gaddar ve vurdumduymazlar!
En zayıf ihtimal bu çiftin beraberce öldüğü ya da kadının kendi rızasıyla ölen eşiyle birlikte gömülmek istediği ama biz inatla Hüsn-i Talil yaparak aşk içinde öldüklerine inanıyoruz.
Ne diyelim, aşk girince işin içine zaten mantık biter demezler mi?