Şimdi yükleniyor
×

Pan’ın Aşkı

Pan’ın Aşkı. Yunan mitolojisinde kırın, satirlerin ve çobanların tanrısı olan Pan’ın bütün mitoslarda yarı keçi yarı insan suretinde tasvir edilmesi, onu korkutucu bir figür haline getirmiştir. Öyle ki Pan, kırlarda aniden insanların karşısına çıkıp görüntüsüyle insanları korkuttuğu için panik sözcüğüne de ilham kaynağı olmuştur.Syrinx, birçok kez satirlerin dikkatini çeken ve onlardan kaçan güzel bir orman perisiydi. Vahşi doğanın tanrıçası Artemis’e tapıyordu ve onun gibi, her zaman bakire kalmaya yemin etmişti.

Efsaneye göre Pan’ın âşık olduğu orman persi Syrinks ondan kaçarken bir nehirin kenarında gelir ve burada saklamak için nehir perilerinden yardım ister. Nehir perileri onu içinden geçen nefesi hüzünlü bir sese dönüştüren içi boş saz bitkisine dönüştürür. Pan, tam üzerine atlayıp onu yakaladığını sanarken bir demet sazı kucakladığını fark eden ve çok üzülür. Şaşkınlığı geçtiğinde ona olan aşkını ölümsüzleştirmek için sazlardan yedi tanesini kesip balmumuyla yan yana yapıştırır, üfleyince ortalığa tatlı bir melodi ve Pan’ın aşkı yayılır. İşte pan flüt böyle doğar.* İçi boş sazlara dönüşen Syrinks de Türkçe, İngilizce, Fransızca gibi bir çok dilde şırınga kelimesinin etimolojik kökenini oluşturur.

pan Pan'ın Aşkı


Günlerin birinde Pan bir ağacın altında oturmuş flütünü çalarken o sırada oradan geçen Güneş Tanrısı Apollo müziğini duyar. Aynı zamanda müzik Tanrısı olarak biraz da kıskanır.
Pan’nın yanına gidip “Sen ne çalıyorsun benim gibi bir sanatkar burada dururken?” der. Pan “Kendini müzik Tanrısı olduğun için görme benden üstün Apollon. Bende senin kadar güzel müzik yaparım.” diyerek cevap verir**. (Dikkat ediyorum da antik Yunancanın cümle yapısından kaynaklanıyor herhâlde cümleler hep böyle devrik)


Apollon bu başkaldırıya sinirlenir. “Sen kimsin de bana meydan okuyacak cesareti kendinde bulursun!?” der hiddetle. “Madem kendi müziğinin benimkini yenebileceğini düşünüyorsun, o zaman bir yarışma yapalım. Buranın Kralı kimse gelsin, en güzel müziği seçsin!” der. Halk gidip Kral Midas’ı getirir onların yanına.


Zavallı Kral başına geleceklerden habersiz jüri koltuğuna geçer. İlk önce Apollon başlar. Öyle güzel öyle hüzünlü bir şarkı çalar ki, Kral Midas hayran kalır. Ağzı açık dinler. Apollon bitirdiğinde, “Bundan güzel şarkı olamaz” der.


Sonra Pan çalmaya başlar. O da öyle eğlenceli bir şarkı çalar ki, Midas deminki hüznü bir anda unutup ayağa kalkıp oynamaya başlar. Şarkı bittiğinde Pan’i gösterip, “Seni seçiyorum! Seni seçiyorum!” der.
Apollon Midas’ın bu kararına çok fazla öfkelenir. “Sen karşında Müzik Tanrısı dururken nasıl olurda bir çobanı seçersin!? Demek ki kulakların güzel müziği duymaz, anlamaz! O zaman senin kulaklarını büyütelim ki güzel müziği ayırt edebil!” der ve birden bire Midas’ın kulakları büyütür büyütür ve eşek kulaklarına dönüştürür.

O günden sonra Midas hep kulaklarını saklamak için şapka takıp saçlarını uzatır ama bir süre sonra saçları çok fazla uzar. Bir berber çağırtır. Berbere göreceklerini kimseye söylememesi için yemin ettirir. Adamcağız, dayanamaz bu sırrı saklamaya. Gider bir kuyuya. Bağırır, “Midas’ın kulakları eşek kulakları! Midas’ın kulakları eşek kulakları!” diye. Kuyudan yankılanan ses sayesinde tüm krallık öğrenir durumunu.
Evet küçüklüğümüzde duyduğumuz bu masal da böyle bir mite dayanır**.

Midas’ın başkenti Gordion MÖ 695 yılında Kafkaslar’dan gelen Kimmer baskınına dayanamayarak yerle bir olur. Midas bu baskından sağ kurtulur ama o günden sonra sıkıntılı bir hayat sürer. Gordion’lu Midas, harap olan Gordion yıkıntıları üzerinde dolaşırken efsaneye göre boğa kanı içerek intihar eder. Kral Midas’ın kafatası bugün Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde altınlarla süslenmiş şekilde sergilenmektedir. Kafatasına yapılan 3 boyutlu tomografide kafatasının iç yapısında büyük değişiklikler izlenmiştir. Kafatasının göz çukurunun sağ köşesinden yukarı doğru giden bir kırık hattı görülmüştür.

Alınan küçük bir parça patoloji uzmanları tarafından dikkatle incelenerek kemik dokusunda büyük bir değişiklik olmamakla beraber mikroskobik seviyede yer yer kahverengi lekeler olduğu saptandı. Kullanılan özel boya ile bu yer yer görülen kahverengi lekelerin demir içeren ve kan elemanlarının kalıntısından ortaya çıkan pigment olduğu patologlar tarafından ortaya çıkarılmıştır. Midas’ın ölüm sebebinin mitolojide söylendiği gibi boğa kanı içerek intihar etmesinden değil, başının sağ tarafına aldığı ağır bir darbe ile olduğu modern bilim tarafından ispatlanmıştır.

Tüm bunları az önce denk geldiğim Gheorghe Zamfır’in pan flüt resitalinden sonra yazmak istedim. Ne dersiniz sizce de hala tam yakalamışken kaybolan Syrinks’e olan aşkının hüznü kaplamıyor mu her yeri….

* Ovidius, Pan and Syrinx in Book One of the Metamorphoses; Achilles Tatius, Leucippe and Clitophon

**Ovidius, in Book XI of the Metamorphoses

***Tekin, Oğuz (1995). “Eski Yunan Tarihi”. İletişim Yayınları

https://arkeoyorum.com

Pan’ın Aşkı

Anlatıyı daha da ayrıntılı olarak aşağıdaki bağlantıya tıklayarak podcast kanalımızdan dinleyebilirsiniz

Anlatıyı daha da ayrıntılı olarak Apple Podcast kanalımızdan dinlemek için aşağıdaki bağlantıya tıklayınız!

https://podcasts.apple.com/tr/podcast/arkeo-yorum-podcast/id1821176545?l=tr&i=1000713243534

Share this content:

Yorum gönder

KAÇIRMIŞ OLABİLİRSİNİZ